ÇIFTLIK Kasabası
  SESLENİŞ
 

Gel seninle mazimize dönelim
Bakalım o eski hale Çiftliğim!
Gidenlere hep beraber yanalım;
Soralım nerde o ahali Çiftliğim?
 
Çok değil bundan yirmi yıl önce
Nüfusumuz üç bini bulurdu anca
O günlere dönüp dönüp bakınca
Gözyaşlarım gider sele Çiftliğim.
 
Komşu komşunun yardımına koşardı
İmece olunca bütün halk coşardı
Bir tandırda köyün ekmeği pişerdi
Dolar taşardı hasır sele Çiftliğim.
 
İskemlinin altına girerdik beş kişi
Böyle çıkarırdık goca bir kışı
Cinliklerde otururdu köyde er gişi
Yoktu ne  kilim ne halı Çiftliğim
 
Aklıma geldi bakınca demir kaşığa
Çömçe ile yarmaşı verirdi abam uşağa
Biyağamın parasını sakladığı kuşağa
Uzanmazdı bir türlü eli Çiftliğim
 
Bir kehliden yemek yerdi dördümüz
Kazak,palto,sako bilmez idi sırtımız
Birlikte olurdu sevincimiz derdimiz
Soldurduk ahlak denen gülü Çiftliğim.
 
Bostan beklerdik sürek yarışımız vardı
Yollar bitmez bir türlü uzar,uzardı.
Bir cıngıl kopartsam anam kızardı
Kıt geçindik bulamadık bolu Çiftliğim.
 
Tırömerden korkardık varamazdık camiye
Ağzımızı açamazdık Hocaların Samiye
Tebelleş olurduk Gebeşin Efendiye
Dar sokak hatıralarla dolu Çiftliğim.
 
Damlarda oynardık yisir kalesi
Olurdu her grubun bir ebesi
Mozik,çelik,hot oynardı kimisi
Fenere bulamazdık pili Çiftliğim.
 
Kumpınarın suyunu kana kana içerdim
Düvenin üstünde kendimden geçerdim
Patosun altından yılar kaçardım
Yabalar elde beklerdik yeli Çiftliğim.
 
 
Eksilmezdi evlerden sevinç,neşe
Kardeş gibiydi komşumuz Eşe
İki evlek tarla kardeşi kardeşe
Düşürdü dünya malı Çiftliğim.
 
 
Dilimizden düşmezdi mektebin bacaları
El üstünde tutardı köylü muallimleri,hocaları
Dualarla uğurlardık asker uşağını,hacıları
Beklerdik bir ay hicaz yolu Çiftliğim.
 
 
Arabaşı dönderirdik zemheride
Hasideynen cacıran bekleridi geride
Hani çalkamamız oğmacımız nerede
Unuttuk çamanı bile Çiftliğim.
 
Gül gibi geçinirdi elti görümce
Ayağa kalkılırdı bir büyüğü görünce
On ölçek tarlayı öküzünen sürünce
Çalardı midelerin zili Çiftliğim
 
Almancımız çoğaldı tanıdık Avrupayı
Gidince huy değiştirdi İsmiyal dayı
Föteri giyince unuttu hısım akrabayı
Oldu sonradan görmüşün dölü Çiftliğim.
 
Hani Çiybek İrbiyam,Siyit kahya
Çağırsam duyar mı tohdur Yahya?
Vereseci olurdu gonşu gonşuya
Geçerdik komşuyla çölü  Çiftliğim
 
Nörüyon gadasını aldığım derdi dili
Daha da yangındı birbirine obası ili
Gıraç tarla az verir gıymetliydi sulu
Asfalt olmuş suluderenin yolu Çiftliğim.
 
Kaynata yatmadan gelin yatamazdı
Uşağının elinden dahi tutamazdı
Başından yapığını çıkarıp atamazdı
İşlerdi yazmasına pulu Çiftliğim.
 
Abam gelinbacım ılıcak çalardı
Babam Gayseri’den şehir ekmeği alırdı
Mevlitlerde cebimiz paşa şekeri dolardı
Gülsuyu dökmeye uzanırdı kolu Çiftliğim.
 
Bisiklete derdik velesbit,cin arabası
Dedemin mekanıydı İmamların Odası
Pakla ayıtlardı uşak,devşek,abası
Tıngırın içinde  çimdirirdi dölü Çiftliğim
 
Diş doktorumuzdu Çarşıların Ali
Ganıttırarak çekerdi , avırdı eli
Asılırdı dişimize takarak teli
Tutmazdı kelpeten bile Çiftliğim.
 
Mantarlık,göller,bayırbağları gezdim;
Şavlak,Karaman Köprüsünde kesek ezdim
Eşekyatıranda,Taşolukta türkü yazdım
Yeni bir mahle olmuş Palasyolu Çiftliğim.
 
Çemlikte bağ bozumu yola düşerdik
Dağda bayırda kengel sakız eşerdik
Bişirik atmadan çalı çıpkı döşerdik
Bulamadım o kürekleri bili Çiftliğim.
 
İrişgikleri yapıp arıstağa asardık
Güz gelince kışlık üzüm keserdik
Soframıza misiyafir gelmezse küserdik;
Ne oldu insanımıza kele Çiftliğim.
 
Patatesi bilmezdik gumpürümüz vardı
Salça yerine anam gırmızıyağı yapardı
Eğişini alan nerde tandır yansa gopardı
Üzmezdi gonşuyu  gonşunun dili Çiftliğim.
 
Televizyon yok iradyoydu tek eğlencemiz
Gaz lambasının altında geçerdi gecemiz
Löküsünen halı dokurdu kızlarımız bacımız
Doğrulmazdı fukaranın beli Çiftliğim.
 
Esgar cigarasıydı emmimin içtiği
Tönge sarıp bacağına arpaydı biçtiği
Sıkça görülürdü kızların kaçtığı
Barışılır,öpülürdü babanın eli Çiftliğim.
 
Gavsiyidin Memed’e tükana giderdik
Adanalı’ya arpayınan borç öderdik
On sekiz yaşına kadar inek güderdik
Elimizde kırılmaz bir çalı Çiftliğim.
 
Bardak ne demek maşrabaydı su kabı
Ayaklarımız görmedi iskarpin ayakkabı
Vardı elbet herkesin bir lakabı;
Kintik,albay,katip,pala... Çiftliğim.
 
Gezerdik  Kersin,Keremli,Palanlı Dere
Usanırdık inekleri bekçiye vere vere
Yolunan hıyarları kim sora kim göre
Nasıl öderiz bu vebali Çiftliğim ?
 
Deli Aptinin bükünde  çimer dururdum
Yolmak için bostan kelek arardım
Mısır püskülünden tütün sarardım
Çekmekle bitmezdi çile Çiftliğim.
 
Bir çinik buğdayınan gopardık dükkana
Yedikçe sucuğu sarılırdık ayrana
Gül gibi geçinirdi gelin kaynana
Göremedim o eski hali Çiftliğim.
 
 
Okuyuntu dağıtırdı Şevketin Anşe Bacı
Savrumlu elek için sıra verirdi Kel Hacı
Bulunurdu her yaraya bir koca karı ilacı;
Yaranın üstüne basardık külü Çiftliğim.
 
 
İnsanlar üç kuruşa reylerini satmazdı
Kocasının partisinden başka yere atmazdı
İrkekler avratların sözünü tutmazdı
Gılibiklik  artık tescilli Çiftliğim.
 
 
Rahmetlik oldu bir Ali Hocamız vardı
Kur’an Kursu için çalışır çabalardı
Geçim kaynağımız tarım,sığır,davardı
Geçiyor günler Pazartesi,Salı... Çiftliğim.
 
Hedikler kaynardı pınar başında
Beşibiryerdeler kızların döşünde
İster rüyada gör ister düşünde;
Teyzeye diyorlar hala Çiftliğim
 
Mart sonu geldi mi dikme dikerdik
April ayı gelince apkın çekerdik
Yağmur yağınca gider öze bakardık
Seyrederdi gonu gomşu seli Çiftliğim
 
Acer asbabı sadece bayramda giyerdik
Bir keteynen bir günlüğüne doyardık
Lastiklerimizi  pacenin isiynen boyardık
Kaldırmışlar asbap depilen salı Çiftliğim
 
Ne tez unutuldu Siyfalinin Sabire
Çaman ekmek dağıtırdı ha bire
Gelini Ayni nire dölleri nire...?
Nerede Havısların Gulü Çiftliğim?.
 
Angaradan İstanbuldan gelse birisi
Başına toplanırdı mahallenin hepisi
Şemşiyamer,çiyardek ikram ederdi kimisi
Düşmezdi yere cuvaranın külü Çiftliğim
 
Sınıkçımızdı Güllülerin İrbiyam emmi
Kaç defa kolumu sardı bilmem mi ?..
Anlatacak daha çok şey var , desem mi... 
Unutuldu camız,bödük,culuk,çağla Çiftliğim. 
 
Kadınlar erkeklerle aynı sofraya oturmazdı
Böyük gelmeyince  guççük kaşık batırmazdı
Emzirmek için kucağına bile yatırmazdı;
Uğrun uğrun emzirirdi dölü Çiftliğim.
 
Ali Kahyanın Hacı Osman anlatırdı;
Çanakkale’den Yemen’den dinletirdi
Hassiyidin Kıyak gazeliyle inletirdi
Var mı onları tanıyan bir bala Çiftliğim.
 
Pehlivandı Kamacı sırtı yere gelmezdi
Tuş etmediği rakibi rakip bilmezdi
Hacıların Hocanın yüzü gülmezdi
Unuttuk kilimi,savanı,çulu Çiftliğim.
 
Serpeneklere doldururduk fışkı
Her evde bulamazdık büyük bıçkı
Tanıyan bilen olmaz iken içkiyi;
Tekelci olmuş İriza,Firzi,Veli Çiftliğim.
 
Gazanlarla pekmezimiz kaynardı
Gonu gomşu yer içer herkes doyardı
Üzüm çuvalını çiğner hem de oynardı;
Gelirdi Düzencikli Sali Çiftliğim.
 
Bir mut buğday unluk için yeterdi
Tarladaki ırgatlara azık giderdi
Sulama suyu için kavga ederdi;
İrbiyam,Döndü,Hacca,Ali ... Çiftliğim.
 
Yüüsük oyunu oynardık güva başında
Mutlaka mantı bulunurdu düğün aşında
Maniler söylenirdi dibek taşında
Bir Möttü söylerdi bir de Gülü Çiftliğim.
 
Hey onbeşli türküsü yakışırdı dillere
Çeşit çeşit kına sürülürdü ellere
Evlenmek ayıp sayılırdı taze dullara
Diyaşmiş kızların yapığı şalı Çiftliğim.
 
Isınırdık kerme,saçma,tezek odunla;
On yaşına kadar gezerdik tırıl donla
Çayı bilmezdik doyardık baldırcanla
Bilmezdik market,poşet file Çiftliğim
 
İsim konurdu döllere:Anşe,Fadime,İmine
Memed,Mısdafa,Halliya denilirdi kimine
Anamın isli ocağına diyorlar ki şömine
İşte havadis böyle böyle Çiftliğim.
 
Kadınlar erkeklerin önünden geçmezdi
Cenazelerde radyo bile açmazdı
Büyük yumuş buyurunca guççük kaçmazdı
Kalmamış saygının bir teli Çiftliğim.
 
Naylon ayakkabıyla buz gayardık Galada
Varidik mahle arası her kavgada belada
Kenef,ayak yolu,Haliya dediğimiz helada
Çekerdik delikten külü Çiftliğim.
 
Tarlada kalsa  Üsüyün emmimin ekini
İreşit dayım koşar gelirdi öküzün tekini
Komşuydu komşuya akrabadan da yakını
Aşardık birlikte her engeli Çiftliğim.
 
 
Kaysılar serilirdi damlara avluya
Pişkir derler bizde havluya
İsim verilirdi kölendeki kuzuya
Büvelek tutardı yazıda malı Çiftliğim.
 
 
Parti pırtı  şimdilerde avratlara kalmış
Hatta bazı kadınlar bu alanda nam salmış
Duydun mu,beşbin lira virmiş,reyleri çalmış
Un,kepek,dalgara dağıtmış Ali Çiftliğim.
 
 
Soykası dağıtılırdı ölünün ardından
Köy yıkılırdı avratların ağıdından
Ağıt yakmayan sayılmazdı kadından
İşkenceyle kıvranırdı ölü Çiftliğim.
 
Koralinin dokuz kızı üç oğlundan
Haydi gösterin,var mı geriye kalan?
Nerede Kamer ananın başına toplanan
Ömürleri birbirine ula Çiftliğim
 
Birbuçuk siyatte gayseriye giderdik
Otobuza İkibuçuk lira öderdik
Suvaz caddesinde süt satardık
Montofonların yoğurdu sulu Çiftliğim
 
Az mı yımırta çaldık pineden
Ninniler dinlerdik Hatçe nineden
Bütün horanta yemek yerdik siniden
Kalmamış bir örfümüz zollu  Çiftliğim.
 
Düğünlerde bir hafta halay olurdu
Evlenmek sanki daha kolay olurdu
Atların pallaması büyük olay olurdu
Demirci Müziyafer çakardı nalı Çiftliğim.
 
Baay bissimliya,bu neşiyaliş böyle
Satten mi diyon maasusmu,gandırıkçı söyle
Pancar sulamıya gitti küreğiyle,habeyle
Kelekleri toplamış Sultanların Veli Çiftliğim
 
Nerede o insanlar ,nereye gitti o saygı
Nerde Allah korkusu,hani kulda o kaygı
Ölmüş insanda vefa denen duygu
Yok mu vefakar bir Allah'ın kulu Çiftliğim?
 
Yanarıya tutulasıca,gözünün ışığı sönesice
Töremiyesice sürüm sürüm sürünesice
Sıralanırdı initizarlar bilmem daha nice
Pişman olurdu bedduadan dili Çiftliğim.
 
Soruyorum saygı azaldı diyorlar
Ağzımızın tadı bozuldu diyorlar
Eskiden gomşuluk güzeldi diyorlar
İki laf da sen et hele Çiftliğim.
 
Saydıklarım yarımın yarısı eder
Bitmez sandığın mal da ömür de biter
Verdiği fitireler insanla gider
Kalır geride,mülkü,kızı,oğlu Çiftliğim

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol